Son Dakika
15 Temmuz darbe girişiminden sonra, Türk milleti önemli bir sınavı yüzünün akıyla geçti.
Darbe girişimde bulunan, bir grup terörist ruhlu vatan hainin çirkin emelleri amacına ulaşamadı…
Darbe büyük bir insanlık suçu ve en büyük insan hakları ihlalidir, demokrasiye, ekonomiye, siyasete, düşünce özgürlüğüne, inançlara, çok sesliliğe, yaşam hakkına, kısacası güzel olan herşeye darbe vurmaktır.
Söz konusu kalkışmayla, bir grup sözde asker namlusunu milletine çevirmiş, Türkiye Büyük Millet Meclisini bombalamıştır.
Bunun adı alçaklık ve vatan hainliğidir, dış güçlerin kötü amellerini yerine getirerek, onların misyoneri olmaktır.
Görevini hakkıyla yapan askerlerimizi bu nitelendirmemiz dışında tutmalı, hainlerin amacına ulaşmasına izin vermemeliyiz, çünkü askerlik bizim toplumumuzda kutsal bir görevdir, askerlerin kaldığı kışla peygamber ocağı olarak nitelendirilir…
Dini ve toplumsal açıdan askerin yeri önemlidir. Bunun için askerlerimiz vatani görevlerini yapmaya davul zurna ile uğurlanır..
Bu hassas dönemde, bu ayrımı çok iyi yapabilmeliyiz…
2003 yılında FETÖ terör örgütüne yönelik önemli bir yazı kaleme almıştım.
İnternet medyasının çok etkili olmadığı bir dönemde günlük yayımlanan Erzurum Gazetesin’deydi köşe yazım.
O yıllar cemaate giden kaynağın nereye gittiğini sorgulamış, kermeslere giden finansal desteklerin hesabının sorulmadığından bahsetmiştim.
Çok ama çok tepki almıştım, o yıllar…
Gazeteden atılmamı isteyenler, gazeteye olumsuz yorum yazanlar…
Telefonlarla sitemlerini dile getirenler…
Tam bir infazın ortasındaydım.
Birgün bu konudaki haklılığımın anlaşacağını biliyordum.
Gazetecilik eleştiri ve aykırılık olmadan yapılanmayan bir meslek dalıdır.
Olaylara herkesten farkı bakarsınız, bu konudaki ileri görüşlülük sizi diğer meskleklerden üstün kılar.
Okurlarım doğruluğuna inandığım konuları çekinmeden yazdığımıda çok iyi bilirler…
Hiç mi hiç aklım ermiyordu, ilkokulu mezunu, ne ifade ettiği anlaşılmayan sözde din görevlisi Gülen’in arkasında giden sözüm ona profesörlere, akademisyenlere, bürokratlara…
Üniversite yıllarında cemaatlerde yer alanlara ayrıcalık yapılmasına rağmen, bu işleri asla tasvip etmiyordum..
Hoşgörüden yana olan İslam dininde en önemli rehberin peygamberimiz ve Kuranı Kerim olduğuna inanlardanım, cemaatler ve tarikatlar insanları ötekileştirmekten öteye gitmediğini ve rant kaynağı olduğunu son günlerde yaşanan olaylar özetliyor.
O senin cemaatin, bu benim mensup olduğum tarikat diye bir kutuplaşma , çözümü olmayanlar sorunlar oluşturuyor.
Sınav sorularını çalarak bürokrat olanlar, halkın dini duygularını istismar ederek, para toplayıp, bu kaynağı devletin yok olması için kullananları nitelendirmek için sıfat bulamıyorum…
Şimdilerde bu sütunlarda sizlerle çok fazla buluşamasakta, yazılarımı takip edenler çizgimden ve doğrulardan ödün vermediğimi çok iyi bilirler…
FETÖ terör örgütü yazdığımız için hakaret şeklinde yorumlarla muhatap olduk, 15 Temmuz öncesi…
Bayrak sevgisi, vatana ve millete bağlılık, memleket sevdası en önemli misyonum oldu hep …
Bu vatan hepimizin, görüşümüz ne olursa olsun vatanımızı korumak hepimizin ortak görevi olmalı..
Milli mücadele kenti Erzurum, vatan hainlere en güzel dersi verdi.
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın sağduyulu bir şekilde halkı sokaklara çağırması, önemli bir unsur oldu darbenin önlenmesinde.
Bu çağrıyı en etkili bir şekilde duyuran mensubu olduğum, Türk medyası bu süreçte alkışlanacak bir başarı sergiledi, süreçten yüzünün akıyla çıktı…
Cumhurbaşkanımızın çağrısı sonrası, 7 den 70’e herkes, tüm siyasi görüşlerden halk Cumhuriyet Caddesinde birlik içinde oldular, cumhuriyetin temellerinin atıldığı kentte, milli mücadele ruhu yeniden canlandı..
Dadaşın onurlu duruşunun adıydı bu portre…
23 Temmuz Erzurum’un kongresinin 97. yılında kaleme aldığım bu sütunlar, tarih yazan bir kentin kongresinin kutlu haykırışının adıdır.
97 yıl önce yaşanan ve sadece bir kaç kentte yapılan kongrelerden birinin Erzurum’da yapılması, dadaşlık kavramının ne olduğunu özetliyor.
Büyük devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk , Erzurum’u çok önemsediği için milli mücadele kongrelerinden birini bu şehirde yapması tesadüf değildir…
Vatanseverliğin adıdır Erzurum, hainlerin korkulu rüyasıdır…
Dadaşın anası cephedeki Nenehatundur, Cumhuriyet Caddesinde demokrasi için nöbet tutar, gerekirse vatan için siper eder kendini …
Bu tablodan çıkan sonuç bu vatanı kimsenin bölemeyeceği, Türkiye Cumhuriyetinin ilelebet yaşayacağı ve egemenliğin kayıtsız şartsız milletin oluşudur…
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
26 Şubat 2021 Erzurum, Tüm Manşetler, yazarlar
25 Şubat 2021 yazarlar
18 Şubat 2021 yazarlar
18 Şubat 2021 Tüm Manşetler, yazarlar